Christian Petzold’un yeni filmi, tıpkı son filmi Kızıl Gökyüzü (Afire) gibi görünüşte huzurlu bir taşra evinde geçiyor ve bir Grimm masalı gibi ilerliyor.

Geçirdiği trafik kazasından yara almadan kurtulan Laura derinden sarsılmıştır; kazaya tanık olan Betty, kendini toparlayana kadar Laura’yı yakınlardaki evinde misafir eder. Hayatlarındaki boşlukları doldurmak ve iyileşmek isteyen bu iki kadına, Betty’nin ayrıldığı kocası ve oğlu da katılır ve aile benzeri yeni bir yapı kurulur. Ancak bir süre sonra ne geçmişleri ne de sırları görmezden gelmek mümkün olacaktır.

Adını Ravel'in piyano süitinden alan Miroirs No. 3, dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nin bağımsız yapımlara odaklanan yan bölümü ‘Yönetmenlerin On Beş Günü’nde yaptı. Bu yıl Filmekimi programında izleyiciyle buluşacak film, Petzold’un güçlü sinema diliyle ilişkiler, sırlar ve dayanışma üzerine çarpıcı bir anlatı kuruyor.

Variety’nin haberine göre; Petzold, filmin ilhamının şair ve oyun yazarı Heinrich von Kleist'ın 1800 yılında yazdığı bir mektuptaki dizeden geldiğini söylüyor. Dizenin son filmi Kızıl Gökyüzü (Afire)’nü çekerken aklına geldiğini söyleyen Petzold şöyle anlatıyor: Kleist, Würzburg'da bir şehir kapısından geçerken şöyle demiş: “Neden, diye düşündüm, desteği olmadığı halde kemer çökmüyor? Ayakta duruyor, çünkü tüm taşlar aynı anda çökmek üzere, diye cevap verdim.”

Yukarı