Filmekimi’nde güçlü hikâyeleriyle öne çıkan üç film izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Almanya’nın Oscar adayı Sound of Falling, Cannes’da yankı uyandıran belgesel Put Your Soul On Your Hand And Walk / Yüreğini Eline Al ve Yürü ve Berlin’de Andrew Scott’a Gümüş Ayı kazandıran Blue Moon / Mavi Ay… Hepsi, farklı coğrafyalardan güçlü anlatılarla bu yılki programda yer alıyor.
Almanya’nın Oscar adayı “Sound of Falling”
Cannes’da Jüri Ödülü’nü paylaşan Mascha Schilinski’nin çarpıcı filmi aynı evde, dört farklı çağda yaşayan dört kadının hikâyesini anlatıyor. Alma, Erika, Angelika ve Lenka… Ev, bir asır boyunca değişir, ama duvarlarında geçmişin yankıları kalır, zaman genişler. Birbirlerinden zamanla ayrılmış olsalar da kızların hayatları birbirini yansıtmaya başlar, sanki varlıkları bir şekilde birbirine bağlıdır...
Aile bağları, travma ve hafızayı şiirsel bir dille keşfeden film, gençliğin çelişkileri ve “hayalet acılar”dan ilham alıyor. Oyuncu seçimleri bir yılı aşkın sürede tamamlanan film, görselliği ve estetik tercihleriyle de öne çıkarken, yaşamak yerine hayatta kalmaya çalışan kadınların deneyimlerini ele alarak izleyiciyi sarsıyor.
Sarsıcı bir belgesel: “Yüreğini Eline Al ve Yürü”
Yüreğini Eline Al ve Yürü, Filistinlilere yönelik süregelen katliama bir sinemacı olarak benim yanıtımdı. Akıl sağlığımı kaybetmemek için kendimce bir yoldu. Filistinli bir arkadaşım beni Fatime’yle tanıştırdığında bir mucize gerçekleşti. O zamandan sonra, bombalar altında hayatta kalmaya çalışıp savaşı belgelendirirken benim Gazze’deki gözüm oldu. Ben de onun deyimiyle, Gazze hapishanesinden dış dünyayla bağlantısı oldum. Bu hayat hattını 200 günden fazla canlı tuttuk. Birbirimize yolladığımız pikselcikler ve parça parça sesler, bu gördüğünüz filmi oluşturuyor. Fatime’nin 16 Nisan 2025’te İsrail’in evine düzenlediği saldırıyla katli filmin anlamını sonsuza dek değiştirdi.” Yönetmen Sepideh Farsi, filmini bu sözlerle anlatıyor.
Put Your Soul on Your Hand and Walk / Yüreğini Eline Al ve Yürü, yönetmen Sepideh Farsi’nin bir yıl boyunca Gazze’de yaşayan foto muhabiri Fatima Hassuna’yla gerçekleştirdiği çevrimiçi görüşmelere dayanıyor. Belgeselin merkezinde yer alan Hassuna, 16 Nisan’da ailesinden birkaç kişiyle birlikte İsrail’in düzenlediği bir hava saldırısında hayatını kaybetti. Farsi, filmin Cannes Film Festivali’nde gösterileceğini duyurduğunda Hassuna hâlâ hayattaydı; bu anlar da filmde yer alıyor. Bu süreçte ikili, galaya katılım ihtimalinden ve Gazze’den ayrılma olasılığından söz ederken, Hassuna bulunduğu yeri terk etmeyi reddediyor ve Gazze’nin memleketi olduğunu vurguluyor.
Andrew Scott’a Gümüş Ayı Getiren “Mavi Ay” Filmekimi’nde
Berlin Uluslararası Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan ve Andrew Scott’a Gümüş Ayı Ödülü’nü getiren Blue Moon / Mavi Ay Filmekimi’nde sinemaseverlerle buluşuyor.
Before Sunrise, Before Sunset ve Before Midnight üçlemesinde ve Boyhood’da beraber çalışan Ethan Hawke ile Richard Linklater bu defa da Mavi Ay için bir araya geliyor.
Blue Moon, The Lady Is a Tramp, Manhattan, Bewitched, Bothered and Bewildered, My Funny Valentine şarkılarının söz yazarı olan Lorenz Hart, Richard Rogers ile birlikte 28 müzikal ve 500’ü aşkın şarkıya imza atmıştı. Hart’ı merkezine alan film 1943’te, Hart’ın eski iş ortağı Richard Rodgers’ın büyük başarı kazanan müzikali Oklahoma’nın açılış partisinde, tek bir gecede geçiyor. Film hem savaş zamanında Amerika’nın hem de Broadway’in perde arkasının benzersiz bir portresini çiziyor.
Linklater’ın yapımcılığını üstlenip yönettiği dramın oyuncu kadrosunda Ethan Hawke’a Andrew Scott ve Margaret Qualley eşlik ediyor.